DuyurularGenel

EGEÇEP 20 Yaşında

Doğayı, Yaşamı, Geleceği Savunuyoruz

2005 yılından bu yana toprağı, suyu, havayı ve kültürel mirası korumak için yan yana, omuz omuzayız.

EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), 25 Aralık 2005’te çevre ve yaşam alanlarına yönelik tehditlere karşı yerel mücadeleleri buluşturmak, dayanışmayı güçlendirmek ve doğayla uyumlu bir yaşamı savunmak amacıyla yola çıktı. EGEÇEP; Ege Bölgesi’ndeki çevre örgütleri, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri, yerel inisiyatifler ve bireylerin oluşturduğu gönüllü bir platformdur.

Amacı; ekolojik yıkıma neden olan her türlü uygulama ve projeye karşı dayanışmayı güçlendirmek, bilimsel verilerle, demokratik yöntemlerle ve halkın katılımıyla doğayı, yaşamı ve kültürel mirası korumaktır.

EGEÇEP çevreyi kirleten ve yaşamı yok eden savaşa karşı barıştan yana olan, faaliyetleri tamamen barışçıl bir örgüttür. EGEÇEP sürdürülebilir kalkınma değil, sürdürülebilir yaşamdan yanadır.

Doğayı talan ederek, yeryüzündeki yaşamı zorlaştırarak zenginleşen şirketlere ve doğaya insan eliyle yapılan müdahalelere karşı bir hatta yolunu çizen EGEÇEP gelecek kuşaklara temiz ve yaşanılası bir dünya bırakma derdindedir.

Ekokırım karşıtı ve iklim adaletine dayalı politikaların savunuculuğunu yapan EGEÇEP, 20 yıldır yerel direnişleri birleştiren bölgesel bir çevre ağı oluşturuyor. Mücadele alanını bu bölgesel ağ ile sınırlandırmayan EGEÇEP, ülkenin dört bir yanında yaşanan ekolojik ihlalleri de sahiplenerek faaliyet alanına katıyor.

 EGEÇEP, yalnızca bir çevre platformu değil; doğayı, kültürü ve toplumsal adaleti buluşturan bir ortak akıldır.

Yaşamı, Kültürü, Doğayı Korumada 20 Yıl

EGEÇEP yerelden küresele uzanan bir dayanışma hattı kurdu. Bu hatta yaşamı savunmaya devam ediyor. Ekolojik yıkıma yol açan her türlü projeye karşı duruyor. Doğanın parçası olan tüm canlı ve cansız varlıkların yaşam hakkını savunuyor.

Çünkü; yaşam hakkı, tüm canlılar için en temel ve vazgeçilemez haktır.

Çünkü; ekolojik dengeyle kültürel miras birbirini tamamlayan unsurlardır.

Çünkü; yerelden yükselen her ses değerlidir; dayanışmayla çoğalır.

Çünkü; ekoloji mücadelesi bilimsel, demokratik ve katılımcı bir perspektiften örülürse sonuca ulaşır.

Çünkü; gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur.

Yerelden Küresele Dayanışma ve Mücadele

EGEÇEP, bu mücadelelerde yalnızca bir platform değil, dayanışmanın sesi oldu.
Köylüler, bilim insanları, sanatçılar, yurttaşlar… Hep birlikte, hayatın her köşesinde yaşamı savundu.

EGEÇEP, umudu büyütmenin, doğayı korumanın, sorumluluk üstlenmenin ve geleceğe inancın adıdır.

EGEÇEP, yerel bir örgütlenmeden çok, kolektif bir yaşam kültürünün taşıyıcısıdır.

20 YILLIK MÜCADELE HİKÂYESİ


Doğanın Sesiyiz, Yaşamın İzindeyiz

EGEÇEP yıllar boyunca birçok alanda direndi ve yaşamı savundu; bazen bir köy meydanında, bazen bir mahkeme salonunda, bazen bir zeytinlikte. Verdiği mücadelelerin bu satırlara sığması mümkün değil. Sayısız mücadele alanlarından birkaçına örnek vermek gerekirse;

  • Aliağa Termik Santralleri ve Fosil Yakıt Tesisleri: Temiz enerji ve iklim adaleti savunusu
  • Efemçukuru ve Kışladağ Altın Madenleri: Su kaynakları ve tarım alanlarının korunması
  • Allianoi Antik Kenti: Kültürel mirasın sular altında kalmasına karşı ulusal farkındalık kampanyası
  • Çeşme Turizm Projesi: Kıyıların kamusal niteliğini koruma mücadelesi
  • Ekokırım Yasa Teklifi: Yurttaş temelli çevre hukukunun geliştirilmesi için öneri ve savunuculuk çalışması
  • Eğitim, forum ve atölye programları: Yerel yönetimler, gençler, akademisyenler ve STK’larla ortak etkinlikler

Ege Bölgesi, Türkiye’nin doğal ve kültürel zenginliği en yüksek coğrafyalarından birisi.
Ancak sanayi faaliyetleri, madencilik, plansız kentleşme, tarım alanlarının kaybı ve iklim krizi nedeniyle bölge genelinde ciddi ekolojik tehditler yaşanıyor:

  1. Sanayi Kirliliği ve Hava Kalitesi:
    Aliağa, Denizli, Muğla, Manisa ve Afyon çevresinde yoğunlaşan sanayi tesisleri, hava ve toprak kirliliğini artırıyor ve bölgesel ekosistemleri olumsuz etkiliyor.
  2. Madencilik ve Doğa Tahribatı:
    Efemçukuru, Kışladağ, Bergama, Uşak, Milas ve Yatağan çevresindeki altın, kömür ve mermer madenciliği ormanları, tarım alanlarını ve su kaynaklarını tehdit ediyor.
  3. Su Kaynaklarının Azalması ve Kirliliği:
    Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Bakırçay havzalarında su kirliliği ve kuraklık giderek artıyor. Tarımda aşırı sulama, sanayi atıkları ve madenler su ekosistemlerini tahrip ediyor.
  4. Kıyı Alanlarında Rant Baskısı:
    Çeşme, Kuşadası, Didim, Bodrum, Datça ve Ayvalık gibi kıyı bölgeleri, turizm yatırımları ve mega projeler nedeniyle doğal yapısını hızla kaybediyor. Kamusal kıyı erişimi kısıtlanıyor.
  5. Kentsel Dönüşüm ve Plansız Büyüme:
    İzmir başta olmak üzere birçok kentte yapı yoğunluğu artıyor; yeşil alanlar azalıyor, ısı adası etkisi büyüyor. Ulaşım ve altyapı planlaması ekolojik ilkelerden uzak.
  6. Tarım Alanlarının ve Zeytinliklerin Kaybı:
    Zeytinlikler, meralar ve verimli ovalar enerji ve madencilik projeleriyle daralıyor. Kırsal nüfus azalırken tarımsal üretim dengesi bozuluyor.
  7. Enerji Politikaları ve Fosil Yakıt Bağımlılığı:
    Termik santraller, jeotermal sahalar ve yeni enerji yatırımları, yenilenebilir görünse de ekolojik planlama eksiklikleriyle doğaya zarar verebiliyor.
  8. İklim Krizi ve Ekolojik Dayanıklılık:
    Artan sıcaklıklar, orman yangınları, kuraklık ve su stresi; Ege’nin tarımsal üretimini, kıyı ekosistemlerini ve yaşam alanlarını doğrudan etkiliyor.
  9. Kültürel ve Arkeolojik Mirasın Tehdit Altında Olması:
    Allianoi, Bergama, Afrodisyas, Stratonikeia, Kaunos gibi antik alanlar yapılaşma, baraj ve madencilik baskısı altında.
  10. Katılım ve Çevresel Adalet Eksikliği:
    ÇED süreçlerinde halkın sesi yeterince duyulmuyor. Çevresel karar süreçlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik hâlâ en zayıf halkalardan biri.

EGEÇEP, 20 yıldır bu sorunlara karşı bilimsel, demokratik ve dayanışmacı bir çevre politikası geliştirme amacını sürdürüyor.

20 Yılın Ardından, Geleceğe Umutla

EGEÇEP bugün, geçmişin deneyimiyle geleceğe umutla bakıyor.
Ekolojik yıkımın ve iklim krizinin derinleştiği bu dönemde, dayanışmayı büyütmeye, bilimi rehber edinmeye ve yerelden yükselen mücadeleleri birleştirmeye kararlı. EGEÇEP, önümüzdeki dönemde çevre hareketinin yalnızca direniş değil, aynı zamanda çözüm üreten bir alan olması gerektiğine inanıyor. İklim kriziyle mücadelede bilim, politika ve toplumsal bilinç arasında köprüler kurmayı sürdürüyor.

Sen de EGEÇEP’le birlikte ol!

  • Yerel gruplarımıza katıl
  • Etkinliklerimize, yürüyüşlerimize, forumlarımıza katıl
  • Gönüllü ol, bilgi paylaş, doğayı savunan sesimize güç ver

EGEÇEP sizi birlikte üretmeye, paylaşmaya ve yaşamı birlikte savunmaya davet ediyor.

Gelin, 20 yılın deneyimini geleceğe birlikte taşıyalım.

Birlikte koruyalım, birlikte çoğalalım.

İletişim:

🌐https://egecep.org.tr/
✉️ egecepsozcu@gmail.com

🐦X(Twitter): @_EGECEP_
📸Instagram: @egecepsozcu
📘 Facebook:  @Egeçep Sözcü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir