DuyurularGenel

SEMPOZYUM DAVETİ: DEPREM DOĞAL AFET Mİ?

BASINA ve KAMUOYUNA

EGEÇEP tarafından, 14 Ekim Cumartesi günü saat 09.30’da İzmir Kültürpark’ta bulunan İzmir Sanat Merkezi’nde önemli bir sempozyum düzenliyoruz. Bu sempozyumun amacı, depremin ülkemizde neden afete dönüştüğünün bilim insanları, teknik elemanlar tarafından tartışılarak, yaşanması kaçınılmaz olan gelecek depremlerin de afete dönüşmemesi için nelerin yapılması gerektiğinin belirlenmesidir. Herkese açık olarak gerçekleştirilecek bu sempozyumun sonunda, tüm izleyicilerin de görüşlerini açıklayacağı, bir de forum yer alacaktır. Halkımızın, bu sempozyuma katılarak hem doğrudan bilgilenmeleri ve hem de kafalarındaki sorulara cevap bulmalarını diliyoruz.

Düzenlediğimiz sempozyumda 6 Şubat Depremleri Sonrasında Hatay’da Depremin Ardından Ortaya Çıkan Ekolojik Tahribatı anlatmak için Hatay’dan Av. Ecevit Alkan aramızda olacaktır.

Basını ve tüm halkımızı bu sempozyuma davet ediyoruz.

6 Şubat depremlerinin üzerinden 8 ay geçmesine karşın yaralar hala sarılamadığı gibi deprem bölgesindeki depremzedelerin yaşadığı perişanlıklar her gün basın ve medyada gündeme gelmekte.  1999 Gölcük ve Düzce depremlerinin üzerinden ise 24 yıl geçti ama bilim insanlarının uyarılarına karşın yeterli ders çıkaramadığımız da gün gibi ortada.

Depremler, milyarlarca yıldır oluşuyor, dünyamıza şekil veriyor, canlı yaşamının oluşması koşullarını yaratıyor. Depremler dünyamız ölü bir gezegen oluncaya kadar da depremler olmaya devam edecek. 

1999 depremi en yoğun yerleşim ve sanayi merkezini yakından etkilediği olduğu için insanlarımızı öncekilerden çok daha fazla sarstı. Bilim insanları, yerbilimciler, basının hücumuna uğradı. Ama 2 yıl sonra tüm uyarılar unutuldu, çok hızlı bir yapılaşma süreci başladı. Tek olumlu adım, zemin araştırmalarının zorunlu tutulması oldu.

Aradan geçen 24 yılda, daha pek çok deprem yaşadık, yetkililer yeniden uyarıldı. Elazığ depreminden sonra Kahramanmaraş taraflarına dikkat çekildi. Ancak 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri geldi. Gördük ki tüm uyarılar boşa gitmiş. Yaşanan korkunç yıkımlar ve can kayıplarının oluşmaması için önlem alması gerekenler, hemen “yüzyılın depremleri”, “doğal afet” söylemlerinin arkasına sığınarak, sorumluluklarından sıyrılmaya çalıştı. Halkın en acil gereksinimleri daha karşılanmamışken, bir yıl içerisinde tüm konutların yetiştirileceği açıklamaları yapıldı.

İnsan hataları, depremi bir afete dönüştürdüğü gibi depremlerin ekolojik sonuçlar oluşturmasına da neden oluyor. Örneğin, Fukushima’da olduğu gibi bir bölge yaşanmaz hale gelebiliyor. %92 si deprem kuşağında olan ülkemiz buna rağmen hızla nükleer maceraya atılıyor. Akkuyu’nun hemen yakınında Kıbrıs ve Ölüdeniz faylarında oluşacak depremlerin, tıpkı Fukuşima gibi bir felakete yol açacağından derin endişe duyuyoruz.

Diğer yandan, İzmir ve Hatay’da molozlar, suların beslenme alanlarına, zeytinliklere, tarım alanlarına dökülerek gelecek sağlık sorunlarının önü açılıyor.

Bunca yıkımın gerçek sorumlusu, bir doğa olayı olan deprem değil, deprem gerçeğine karşın uyarılara yeterince kulak verip önlem almayan yönetimler, yeterli zemin etüdü yapmayan yerbilimciler, doğru projelendirmeyen mühendisler, uygun malzeme ve işçilik kullanmayan müteahhitler ve yeterli denetim yapmayan idarelerdir… Birkaç yıl önce, ülkemizin en yetkin mesleki örgütlerinden birisi olan TMMOB’nin rapor denetim yetkisi kaldırılmıştır.

Oysa yerleşim yerleri, şehir plancılığı ilkelerine uygun olarak tasarlanmalı, bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde gerekli tüm önlemler, dönüşümler acilen gerçekleştirilmelidir. Oy hesaplarıyla, ben yaptım oldu anlayışıyla hareket etmeye devam edersek daha pek çok deprem afete dönüşecektir.

EGEÇEP YÜRÜTME KURULU ADINA

               EŞ SÖZCÜLER

Seval EKŞİCİ  – Süleyman ERYILMAZ

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı sempozyum-2-1-1024x724.jpg

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir